Çağrışımlar
Hava soğuk, sonbaharın ayazı kışı haber veriyordu.
Dışarının devri geçmişti. Geniş zamanlara yayılan dalıp gitmelerim dar mekanlara mı girecekti artık? İçim daralıyordu düşündükçe. Bu kalın duvarlar, tutabilir miydi bir orman gibi kalabalık düşünüşlerimi dışarıda?
Buraya en son on dokuz yıl önce gelmiştim. En son o zaman bir başımaydım… O zaman da böyle yalnız gelmemiş miydim acaba? İnsan ne zaman yalnız gider ki bir yere? Ah, Kavafis… şehir arkamdan mı gelecek hep? Şehrin sokakları, korna sesleri, açılıp kapanan kepenkleri, boş bankları, çöp kamyonları, vitrinleri… hepsi geride. Onlar kaldılar, şimdi, bir yarı ömrü almış gelmişim buraya. Dünleri nasıl istiflemişim, sığar mı teker teker açsam bu duvarların arasına.
Duvarlar, ne kadar da kalın. Kim bilir kaç kez boyandılar, herkes kendi istediği rengi görmek istemiş üzerinde. Şimdi renksiz gibi bir rengi var, duygu uyandırmaktan uzak. Duruyor gibi bir renk. Kimi yerlerde duramamış, dökülmüş pul pul yere… bir yara açılmış gibi, çıkmış altından ortaya başka soluk, canlı renkler. Bazı yerlerde ise toprak tutamamış üzerinde sıvayı. Hamalın taşıyamadığı, sırtından bırakıverdiği yük gibi inivermiş aşağıya, paramparça olarak. Kim bilir ne kadar çaba harcadılar birbirlerine tutunmak için, işte toprak da harç da kendi doğasına göre kuruyunca salıvermişler kendilerini. En çok kimin canı yanmıştır acaba? Taşıyamayıp yere düşürdüğü için kerpicin mi, yoksa yere düşüp parçalandığı için harcın mı? Her ikisine de bakıyorum, belli ki hiçbir şey eskisi gibi değil.
Çöküyorum ışığın içeri süzüldüğü pencere tarafındaki duvarın dibine… karşımdaki duvar, cam gibi. Bakınca odanın duvarları hep aynıydı, duvardı işte. Ama azıcık yaklaşınca konuşuyordu, hikayesi vardı duvar bile olsa. Buraya sıva yapan çok mu sevmişti duvarı da bu kadar özenliydi? Yoksa o hep mi dikkat ederdi bir şeyleri yaparken, söylerken. İnce miydi işçiliği kadar ruhu? Acele etmediği belli, düşünüp konuştuğu… o gitmişti ama duvar konuşuyordu işte.
Kafam… duvarlar gibiydi. Gidenler gitmişti, duranlar da duruyordu. Şehir yerinde Kavafis, şehir yerinde… şu dışarıdaki orman gibi.
Hem sığıyordum bu duvarların arasına hem taşıyordum.
Fotoğraf : Günseli BAKİ
Metin Yazarı : Vildan TÜFEKÇİOĞLU
"Çağrışımlar" Sergisi - 10 Mart 2018, Kadıköy / İstanbul , Mecra.
"Çağrışımlar" Sergisi
10 Mart 2018, Kadıköy-İstanbul @mecra
‘Kadınlık kavramıyla, kadın olmanın gerçeği arasındaki boşlukta biçimlenir gerçek öykümüz’ demişti Aslı Erdoğan. Gerçeğin olabildiğine saklandığı bu günlerde kendimizin bile izdüşümlerini göremez olduk. Gerçek öyküleri arayan, kendini bütünlemeye çalışan, sağaltmak için üreten kadınlar olarak; Yürüdüğümüz her yolda, göz göze geldiğimiz her yüzde, selamlaştığımız her insanda, düşlediğimiz her hayalde ne arıyor olabiliriz?
Gerçek öykülerimiz bu boşlukta salınırken, 72 kadın bir araya geldik ve bu mecra’da sergimizi kurduk. Bazılarımız fotoğraf çekti bazılarımız bu fotoğrafların onlardaki yansımalarını yazdılar. Gösterilen fotoğrafların duygusunu, hikayesini içeriklerinden bağımsız olarak anlattılar.
Bu sergide gördükleriniz tamamen bizim gerçeklerimiz ve bizim kurguladıklarımızdır.
Fotoğrafçılar:
Arzu Filiz Güngör, Ayla Onat, Aylin Kızıl, Barbara Yoaf Karyo, Cansu Alkaya, Cansu Yıldıran, Çiğdem Namlı, Çiğdem Üçüncü, Damla Atak, Defne Sesin Okay, Desislava Şenay Martinova, Dilara Kızıldağ, Esra Özgüroğlu, Fatma Çelik, Figen Ekti, Gülnaz Bingöl, Gülşin Ketenci, Günseli Baki, Hale Güzin Kızılaslan, İlknur Can, Jivan Güner, Laleper Aytek, Meltem Ulusoy, Merve Seçkin, Nomi D'ozho Naaye, Özge Sebzeci, Sedef Özge, Semra Yeşil, Serpil Polat, Serra Akcan, Sezgi Abalı, Simru Hazal Civan, Sine Boran Art, Sinem Parlak, Şehlem Kaçar, Tuğçe Yaman.
Yazarlar:
Aksu Bora, Aslı Aydınalp, Ayşe Yılmaz, Banu Uzpeder, Bingöl Elmas, Binnur Aloğlu, Denef Huvaj, Dilek Sever, Elif Gamze Bozo, Ezgi Polat, Fatma Taşlı Tunç, Feryal Saygılıgil, Gözde Orhan, Gülseren Yoleri, İlkay Yılmaz, Karin Karakaşlı, Leyla Alp, Leyla Toprak, Mehveş Evin, Melike Uzun, Mine Söğüt, Nilgün Şafak Şener, Nuray Sakarya, Nurcan Baysal, Özen Meral Uç, Özge Calafato, Pınar Öğünç, Roza Metina, Sema Kaygusuz, Sema Yakar, Sevda Turgut, Sevecen Tunç, Teodora Hacudi, Vildan Tüfekçioğlu, Yonca Güneş, Zeyno Esmeray.